Ağabey!

Ağabey!



Orta batı anadoludan geldik biz ağabey! Bizim abi diye seslendirdiğimiz ismin ağabey şeklinde yazılmasını bir türlü kabullenemedim. aaabey! abi daha şehirli bi ifadeyken ağabey kırsal kokuyor resmen.  Tam yağlı süt kokuyor ya bildiğin, ahırın içinden çıkıp ağabey demek istiyor  insan. Organik beslenme, köye döneyim sütün hasını yumurtanın sarısını yiyim beklentisi hiç kesilmez. Halbuki pastorize lezzetlere alışmış şehirli damağı, ahırdan çıkmış taze inek  sütüne uyar mı? Buram buram lezzet kokar o. Öef midem kalktı. Bu organik beslenme arzusunun en klişe hareketi gördüğü ilk toprak parçasına domates biber ekmektir! Nerde eline bahçe geçmiş bir insan olmasın ki oraya domates-biber ekilmesin! Çok fark etmiyo söyliim, tamam bahçeden almanın tadı bi başka ama domatesin tadı bi başka değil! Eni sonu aynı israil tohumunu yiyosun. Yedikçe yiyosun yedikçe yiyosun sonra kilolarından dert ediyosun. Zaten yaz da geldi, ne diyeti biter, ne kumsallara inme tedirginliği! Korkmayın falanca diyetiyle bu yaz tüm gözler üstünüzde olacak! Ee hani bi kadına bakmak iyi bişey değildi, kıro oluyoduk maganda oluyoduk? Hem gözleri üstünde toplama gayreti, hem göz seçicilik, kaypaklığın bu kadarına pes doğrusu! Hücre çeperi gibi seçici geçirgendir kadınlar zaten. Hepimiz öyleyiz, prensip dediğin bir sıkımlık can. Çıkarlarıma uyan bişey denk geldi mi anında satarım prensiplerimi ağabey! Orta batı anadolunun yaylalarından geldik biz ağabey! Ahır? Hemen giriyorum ağabey...

(ahkam, çağrışım, komik)

0 yorum: